Ceza konserleri
Ceza konserleri,
uzun bir dönem Rapstar albümünden beri Türkiye ve dışarıdan gelen teklifleri değerlendirdik .özellikle son 2-3 senedir konser makinası oldu Ceza. Menajerimiz M.Can Terzi nin iddiasına göre geçen senenin en çok konser veren sanatçısı.hatta bir ara hemen hemen hergün uçağa binmekten dolayı kulakları zarar görmüştü.bir keresinde doktorlar uçağa binmesini yasaklamışlardı ve Artvin den İstanbul a karayolu ile gelmek zorunda kalmıştı. bazen aynı ilde 1 ay içinde 2-3 Ceza konseri biraz aşırıya kaçtı hatta iller yetmedi ilçelere, hatta köylere bile gidildi.
ayrıca uzun yıllar resmi internet sitemiz olmadığından konser tarihlerini bırakın aylar öncesinden afiş etmeyi çoğu zaman yakınlarımıza bile haber veremiyoruz.bazı organizatör ler arıyor ve 1 hafta sonrasına konser istiyor, haliyle bunları bazen sizlere duyurmak için geç kalabiliyoruz. örneğin geçtiğimiz pazar Ankara da konser olacağını duyuramadık çünkü aniden, acele ile yapılan bir organizasyondu ve tam anlamı ile bir Ceza konseri değil, Ceza nın 30dk sahne alacağı bir organizasyondu. geçtiğimiz haftaki babylon da keza öyle küçük bir mekan olduğu için genellikle dışarıda kalanlar olduğundan tanıtım yapma gereği duymadık, zaten duyuracak olsak en fazla myspace profiline ekleyebilirdik.
bu konularda çok yetersiz,özensiz ve ilgisiz davrandığımızın oldukça farkındayız. Bursa da konser oluyor, aynı hafta myspace ten bir genç ''bursa da ne zaman konser olacak?'' diye sorabiliyor veya konserler sadece hafta sonu makul bir saatte değil de hafta içi, okul günü, gündüz, gece şeklinde denk gelebiliyor. en sıkı takipçilere bile ulaşamadığımız ancak sürekli yeni kitlelere hitab edebilme ayrıcalığını yaşadığımız uzun bir dönemden geçtik.
Ceza nın sahne performansı da dahil hiçbir şey standart değildi.bir hafta Kıbrıs ta 15bin kişiye konser verip, ertesi hafta Çeşme nin dağ başında bir club açılışında 40-50 kişi önüne çıkıp, sonraki hafta Keşan da Keşan'ın nüfusündan fazla insanı çoşturup, 2 gün sonra 300 kişinin geldiği hiphop partisinde görünen Ceza, bir gün Barcelona da çoğunluğu yabancı olan seyirciye Türkçe rap i ilk defa dinletirken, başka bir gün ülkemizin kırsal bölgelerinden birinde ilk rap konserlerini gerçekleştiriyor.
her biri birbirinden bağımsız olan bu organizasyonlarda haliyle türlü türlü heyecanlar,mutluluklar,şaşkınlıklar veya ufak tefek aksilikler de yaşandı. her konserde birinden farklı kültürlere, topluluklara ulaşmak belli bir rutin içinde olmamak yorucu olduğu kadar aynı zamanda keyifliydi.
Fanta 2009 da hemen hemen tüm illerde katılım tüm zamanların en iyisi olunca, festival bu sene de Ceza lıydı ve katılım rekoru tekrar kırıldı.bunun gibi birçok halk konserinde de alanları en fazla dolduran sanatçı oldu ki bu sayede yüzlerce konser vererek ulaşılamayacak kadar çok insana Rapini dinletebilme fırsatı buldu. her biri birbirinden farklı ve süpriz bu konser sahalarında Ceza şarkılarını seslendirmekle kalmadı bir buldozer misali Türk rapinin önünü açtı. Yıllardır konser vermiyor adeta savaşıyor kazanıyor desek yeridir. 1-2 örnekle süsleyelim
New york ta binlerce Türk ve Amerikan vatandaşlarına konser verirken son şarkıda müziğin kesilmesi ile (devletin izin verdiği süre dolduğu için) hiç teklemeden şarkısını acapella olarak gayet sinirli bir tonla bitirirken, sadece yabancı jazz sanatçılarını ağırlayan bir mekanda ilk defa sahne alan Türk ve rapçi olduğunda ve buna rağmen 30-60 yaş ortalaması jazzcılara ritm tutturabildiğinde, Urfa nın Siverek ilçesine bağlı bir köyde kasketli, şalvarlı amcamıza ''fark var'' dedirtip, şarkılarına ritm tutturabildiğinde (yazarken bile tüylerim diken diken oluyor),
her sahnesi ayrı bir savaş alanı, belli bir rutin yok,her konserde gözlerini faltaşı gibi açmış her şarkıya eşlik eden, her biri birbirinden Ceza fanı bir kitleye konser vermek maçı kendi evinde hemde hakem yardımıyla kazanmak kadar kolay olurdu.
hemen herkesin nakaratlara eşlik edebildiği kısaca bizim çocuklara verilen konserlerin keyfi başka, sadece yerli plaka şarkısında voov voov voo veya fark var diye bağırabilen onbinlerin yaşattığı his başka bu hislere bağlı olarak kimi zaman sahneden vaktinden daha geç indiği de olur.
bazen ortalama 40 yaş seyirciyi memnun etmesi gerekiyor, kimi zaman da genç bir kitleyi ...bazen Avrupa da çoğunluğu yabancı olan seyirciyi sanki dilimizi biliyorlarmışçasına eğlendirirken, Silifke de Silifke nin yoğurdu türküsüyle sahneye çıkabiliyor. bazen wu tang, im gibi gruplardan önce sahne alırken, yeri geldiğinde kardeşleriyle aynı sahneye çıkabiliyor.
http://www.myspace.com/ceza/photos/17237889http://img139.imageshack.us/img139/295/fycjgt71.jpg
Bir Ceza fanı muhtemelen Ceza nın sözlerinden etkilenmiş olabiliyor, söylediği bir laf, bir olay karşısında verdiği tepki,dünya görüşü, kişisel özellikleri, geçmişi,belki tuttuğu takım, giyim tarzı,espiri anlayışı, samimiyeti gibi birçok özellikten etkilenmiş olabiliyor. Ceza yı çok sevdiği kesin,dolayısı ile kaliteli bir müzik zevki olduğu da ama kaçta kaçı rapini gerçekten dinleyebiliyor orası şüpheli. bu yüzden Ceza, hakkında fazla fikir sahibi olmayan kalabalıklar önünde sadece mikrofon ve rapiyle insanları etkileyebildiğinde, dil kavramını ortadan kaldırabildiğinde ''işte bu'' diyorum '' tamam bu en öndeki gençler Ceza fan ı diyelim, peki arkadaki amcalar ne iş'' diyorum. işte bunu en çok diyebildiğim yerlerden biri olduğu için Babylon konserlerini bir başka seviyorum.
mümkün olduğunca özetlemeye çalıştım Ceza nın her albümü, her şarkısı , her nakaratı gibi her konseri de başka bir atmosferde geçer, bazen süprizlere yol açsa bile böylesi daha samimi, başarılar daha tatmin edicidir ancak arada bir reset atmak gerekiyor ve yıllardır öyle bir fırsat yakalayamadık konserler,ropörtajlar,workshoplar,düetler ve çeşitli projeler derken tatiller bile iş aralarına sıkıştı.
önümüzdeki sene biri çok önemli olmak üzere bazı festivaller için anlaşmalar yaptık , bu festivallere kadar hem dinlenip, hem de hazırlanmak niyetindeyiz. bu arada kısmetse Ceza nın resmi internet sitesi de açılır ve herkes organizasyonları yakından takip edebilir. günümüzde herşey sanallaştı, Tv bile underground oldu artık. müzisyenler için hergün tv veya gazetelerde yer almaksa, hergün twitter dan ufak ropörtajlar vermek çok daha etkili ama bu konuya ayrıca değineceğim.saygılar, sevgiler efendiler...